21 Eylül 2012 Cuma

0 Benim Şehrim ve Benim İnsanlarım

     Herkesin doğduğu yer kendine bir başka gelir. Kokusu,havası, sokakları, insanları...Ne kadar gelişmemiş bile olsa, bazen kızsa da oradan ayrılmanın hayalini bile kursa sınırlardan dışarı çıktığı an, farklı bir kıymete biner doğduğu şehir. Sanki bir saat önce ayrılacağım diye tutturan o değilmiş gibi, anlata anlata bitiremez ardında bıraktığı yeri.

Benim hissettiklerim sanırım bu konuda biraz daha sert. Tutkulu bir aşk tadında asla  kopmaya cesaret edemediğim yer benim şehrim ve insanları. Hem kızıp  hem de içinde yaşamaya devam ettiğim,kendim kızsam da dışarıdan birilerinin gelip de laf söylemesine tahammül edemediğim bir bağ var aramızda. İlişkilerde olduğu gibi aynı, benim şehrimde de insanlarıyla konuşmadan, sokaklarında solumadan tanımanız mümkün değildir.
Tanıdıktan sonrada kopabilmeniz pek mümkün değildir.

İş bulamazsınız lanet olsun dersiniz, kordona inip çimlerde bir bira içtiğinizde dünyayı unutur gidersiniz. Devlet dairesine gider düzensizlikten nefret edersiniz, evinizin önünde komşuyla iki çift laf edince hayat budur dersiniz. Trafikte kaza yapar beddua edersiniz, arabadan inip de tatlı dille karşılaşınca insanlık burada dersiniz."Gavur" derler içlenir," biz gavur muyuz" dersiniz, yolda musevi bir arkadaşınızla selamlaşır," varsın gavur olalım" dersiniz." Gevrek gevrek gülmeyin" diye dalga geçerler, annenize gider şikayet edersiniz, sabah kahvaltıda bal kaymaklı gevrek yerken gevrek gevrek gülersiniz. Yeri gelir erkeklerine "godoş", kızlarına "orospu" derler, sessiz kalmayı yeğlersiniz, ama kimin ne olduğunu iyi bilirsiniz.Atatürk'ün çocuklarısınız diye  dininize imanınıza dil uzatmaya kalkarlar,bilirsiniz ki sorgulamak gereksiz, düne kadar hristiyandık da şimdi mi  müslüman olduk demekle yetinirsiniz. "Akşama çiğdemi alda gel" dersiniz, "o kim" derler," akşama al getirde film izlerken çıtlayalım" dersiniz,ne dediğinizide bir tek siz bilirsiniz. Şehrin kalabalığından sıkılır, sakinlik istiyorum dersiniz, hafta sonu  kendinizi Çeşme, Foça, Kuşadası, Seferihisar, Gümüldür...daha da adını sayamadığım bir dünya sayfiye yerine atar, doya doya deniz kokusunu içinize çeker, burada olduğunuz için şükredersiniz.

Tutkulu bir aşk yaşıyorum ben. Adı İzmir. Burada doğdum, burada büyüdüm. Zaman zaman ayrı düştüm, zaman zaman kızdım öfke duydum ama en çok da burada huzur buldum. 

Burası benim şehrim ve benim insanlarım. Yaklaşmaya korkarsın, yakınlaştıkça kopamazsın...


By Semra PINARLI





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder