
Yazlıklar yavaş yavaş yerine kaldırılır, merserize kazaklar ortaya çıkar. Eskiler ayıklanır yerine yeniler gelir. Evin içinde bir temizlik havası… Yazın tozlanmasın diye koltuklara serilen örtüler kaldırılır. Kullanılmayan eşyalar, ihtiyacı olana verilmek için kenara ayrılır.
Sadece evde ya da gardıropta değildir bu yenilenmeler. Her yerde kendini hissettirir, yeni bir yıla hazırlıktır bu. Yeni arkadaşlıklar, yeni dostluklar, yeni dersler, yeni işler, yeni projeler aslında hayata karşı yeni bir mücadele… Çocuklarda yeni bir okul dönemi heyecanı… Bütün bir yaz sakinleşen şehir bir anda hareketleniverir. Dinamikleşir.
Severim ben sonbaharı, yağmur yağarken hala balkonda oturmanın keyfini yaşatır insana. Güzel bir Norah Jones müziği eşliğinde neşeli sohbetler. Serinlik ve kahve ( tercih edene demlenmiş çay da mevcuttur) …
Ya da hala pencereler açık ama üstünüzde hafif bir pikeyle film izlemenin tadı bir başkadır.
Üzerinizde sweatlerle açıkhava da oturma lüksü vardır ki bu benim vazgeçemeyeceklerimden biri sanırım, sevmem kapalı ve basık mekanları, ruhumu kafese sokmuşlar gibi hissettirir bana. İzmir de olduğum için sanırım bu konuda şanslı sayılabilirim.
Yağmur altında üşümeden yürümenin keyfi, hayal kurdurur insana, hissiyatı güzeldir her şeyden önce. Kalabalık sınırı aşılmadan yapılan ev partileri…
Ve insanın kendini yenilemesi… Her bir sonbahar da insan kendini de sorgulamaya başlar. Yeni bir içsel çalışma dönemi ve insanın kendine verdiği yeni sözler…
Severim ben sonbaharı, yenilenme ve temizlik zamanıdır.
İyi haftalar
Semra Pınarlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder