Yine bir tatil dönüşü, yine sona eren yolculuklar var. Ne kadar uzağa gittiğiniz önemli değil, beyin olarak her şeyden ne kadar uzaklaştığınız önemli. Yoğun bir tempoya girmeden önce kendinizi ne kadar yenilediğiniz önemli.
Her birimiz gün içerisinde o kadar çok düşünceyle boğuşmak durumunda kalıyor ya da o kadar çok karşılaşmalar yaşıyoruz ki bazen her şeyden uzaklaşmak istiyor insan. Hiç konuşmadan yol alası geliyor. Ne sorular olsun, ne karar verilmesi gereken bir durum ne de verilmesi gereken cevaplar, sessiz ve sakin olsun…
Herkesin bazen kabuğunu delip yol alması gerekir. Normal rutin hayattan çıkıp ya da diğer bir deyişle çevre yolundan çıkıp otobana geçmeli veya kendine uygun bir talihi yol bulmalı, bulmalı ki kendi farkındalığına varsın biraz da kendiyle kalsın. Nerede olduğunu, nereye gittiğini ve çevresindeki mücadelenin nereden kaynaklandığını çözebilsin, belki o zaman daha sağlıklı olur her şey. Belki o zaman birbiriyle çatışan insanlar değil, birbirini anlayan insanlar haline geliriz.
Gitmek kolay olsaydı şayet
Şu an kuru bir asfaltın üzerinde yürüyor olurdum
Ne yağmurun şiddeti
Ne de rüzgarın öfkesi
Alıkoyabilirdi beni bu yoldan.
Gitmek kolay olsaydı şayet
Bir yudum şarabın sıcaklığı
Vururdum kendimi karlı dağlara.
İçimde yaşanmamış duyguların saflığı
Seyrüsefer olurdum gecenin karanlığında
Gitmek kolay olsaydı şayet
Şayet içimde sevgim olmasaydı
Ne siz engel olabilirdiniz bana
Ne de bu kaldırımtaşı düşüncelerim
Gitmelisiniz,gitmeliyim
Bitmeli herbir şey
Bitmeli iyi kötü bildiğimiz.
Sessizliğin sesinden
Sesler dinlercesine
Unuttuğumuz yaprak hışırtısı
Dinlediğimiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder